3 Temmuz 2014 Perşembe

Ömürlük Misafir..














''O'' gelene dek, kalp hanene yazılan her hayat bir nefeslik.


      Alıştırmalı kalbi, her varlığın bir gün yokluğa taşınabileceğine. Seslerin arafta, renklerin çıplak kalabileceğine, aniden!

      ''Hiç hesapta yokken'' diye bitirmemek için dilinin ucunda sallanan cümleleri. -ki her şey ihtimal dahilindedir kalp evinde. ''Seni asla bırakıp gitmem'' dersin, lakin arkana bakmadan koşar adımlarla gidersin. ''Seni hiç aldatmayacağım'' dersin, ve bir gün başkasının gözlerinde bırakırsın sadakatini kimbilir.. ''Seni hep seveceğim'' dersin, ama yüreğin arı misali her çiçekten bal almaya hevesli belki de. Hayatta; ''hep'', 'hiç'' ve ''asla'' kadar nankör kelimeler yoktur, öğrenirsin.

       Çok şey söyler insan, düşünerek yahut düşünmeyerek. Kimi zaman kalpten, kimi zaman laf olsun diye. Ve söylendiği an da uçar kimi sözcükler, uçurtma sanki. Oysa bazı cümleler hayat kadar ciddi; gülümseme sebebi, mutluluk kaynağı. Kalbi kuş misali kanatlandırıp uçurabilirde, olduğu yere çivi gibi çakabilirde; gökkuşağını hayatına taşıyabileceği gibi, günleri sonsuz geceye bulayabilirde..

       Öyle güzel, öyle tehlikeli. Ve bir ihtiyaç, çünkü duymak ister insan; her ne olursa olsun. Sanırsın sözcükler bir dilek ağacı, bağlarsın tüm hayallerini peşi sıra. Nihayetinde durulur bir gün kalp, su misali.

 
 De ki; misafir deyip geçme,
sen ömürlük olansın.
Gidişini maviye adar,
umutla beklerim seni.


* Simla